5 Şubat 2013 Salı

13. Gün / Geceleri Güzelsin Be Bodrum

Ben 2012 haziranda İTÜ mimarlıktan mezun olmuş bir bayanım. Hala kendimi mimarlık öğrencisi olarak görmemek için enerji sarfediyorum ve bugün duvar örümüne girişmiş ustaların karşısında mimar olmam gerektiğini ve işimin benim için boyut değiştirdiğini farkettim.

Sabah benden sırasıyla herkes planları istedi, duvar örümü başlayacakmış diye, sonra da inşaat sorumlusu duvar örümlerini günlük takip ve kontrol etmemi istedi. Beraber çıkalım dedi ve beraber çıktık ama onların başka başka dertleri olduğu için ben duvar örümünün başladığı yerde kaldım. Örüm başlamadan ip çekmelerini istemiş boydan boya, onları kontrol et sıkıntı çıkmasın kolonlar düzgün olmayabilir bile dedi ve benden de bunu devam ettirmemi istedi. Tamam diyip ustaları izlemeye koyuldum.

İplere dikkat ettim, 2 kolon arasına germişler sadece, dedim ustam biraz daha uzun gerseniz, olmuyor uzun gerince rüzgar oynatıyor dediler hak verdim ama bişey de yapmak gerek.. Asıl sıkıntı inşaatta hala hassas ölçüm için ip kullanan zihniyette aslında ama türk inşaat sektörü için bu konuda yapacak bir şey yok diyebiliyorum anca.. Neyse sonra da amcam ekledi biz onu 2 açıklık arasına gerdik zaten diye..
Gülsem mii ağlasam mı bilemedim, gözüm görüyor ipin nerden nereye gerili oldugunu ve nereden sonra olmadığını çiviler 2 kolon arası çakılmış daha ne olsun!

Yani usta kendi aklınca beni yiyo! O dakikada anladım ki onların alışık olduğu insanlarla gelip kendimi bi tanıtmam gerek! Kimin nesi oldugu belli olmayan ben olarak geziniyorum sonuçta ortada.. Yani muhtemelen onların bakış açıları böyle..

Neyse bugünlük böyle olsun dedim, ordan yemeğe geçtik, duvar örümünden sorumlu olan kişiye anlattım olanları, keşke haber etseydin de beraber gitseydik sahaya dedi, yarın için sözleştik, beni bi tanıştırcakmış onlarla..

Sahadaki heyecan da böyle geçti. Şantiye artık daha çok benim alanıma giren işlere bürünmeye başladı. Bundan sonra sahada daha çok inceleme ve ofiste daha çok takip işlerim olacak diye düşünüyorum..

Bugünün asıl olayı Bodrum u yaşamak oldu:)
Gençler olarak çıktık.. Şantiye hayatının bir diğer boyutunun da birlikte hareket etme kısmını gördüm yaşıyorum ve ister istemez, her yaştan insanlarla bişeyler yapmak güzel olsa da her zaman herkesle aynı zevklere sahip olmuyorsunuz.. Ben de severim arabesk takılmayı ama her oturduğumuzda damar şarkıları dinleyecek kadar değil! Yani bundan bu kadar sıkıldığımı anlamamıştım gençlerle çıkıp kendimize göre mekanlarda takılıp tarif edilmez keyif yaşayınca heh dedim benim ihtiyacım olan buymuş:)

Neyse canlı müzik eşiliğinde ( nerdeyse her şarkıyı sevgilimle paylaşmak suretiyle ) babam için keskin bıçak çaldıraraktan keyifli bir geceydi..

Yenilerinin olması dileğiyle:) Gündüzlerini pek göremedim ama geceleri güzelsin be Bodrum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder