Okey oynayası geldi bizim ekibin, 4leyelim dedik 5 ledik :) Öğlen akşam aynı yemek olunca şantiyede aynı yemeği istemeyenler olabiliyor, e bişiler pişirelim ortaklaşa dedik, marketten donmuş köfteler ekmekler soğanlar alındı, yemeğin pişirileceği ve yeneceği daireler hazırlandı.
Öncelikle yemek yapılacak daire yi karıştırdım ve kendimi rezil ettim demek istiyorum.. Ya da neyse vazgeçtim anlatmıyım onu :)
Köfte ekmeklerimiz ve yanına aldığımız pastalar ve Moldova ya yeni uğramış bir arkadaşın stoğunu bizimle paylaşması, bitmek bilmez şantiye hikayeleri ile keyifli bir akşam geçirmiş olduk. Gecenin ortasında aslında çok geç değil ama işten çok sonra proje müdürü aradı, ytong siparişleri ne oldu diye sordu, bilgisayarımın yanımda olup olmadığını sordu - olsaydı çalış gönder- diyecekmiş.. Masaüstümü seviyorum dedim o noktada-benim biricik Hp m-
-Model+copy.jpg)
Proje müdürümün bu telefonu beni fazlasıyla etkiledi, aslında olacağıın bildiğim bir şeydi ama nedense işten çıkınca sanki o işin yarım kaldığının sıkıntısı iş te kalacak gibi geliyordu bana, oysa ki o telefonla peşimi bırakmadı.. Benimle geldi yemeğime geceme yatağıma kadar..
Siz siz olun bugünün işini yarına bırakmayın, bu işten geç çıkmak, sizi bekleyenleri biraz daha olsa bekletmek demek olsa bile.. Çünkü imalatın olduğu yerde malzenin hesabı -mimari kısımda- sizin çalışmanıza baktığında, herkesin beklentileri sizin üzerinizde yoğunlaşmış oluyor ve beklenilenin ertesi sabaha kalması; onlar için 1 gün kaybı gibi yaşanıyor..
Böyle anlatınca bi an sanki azarlanmışım da dünyayı yıkmışım gibi konuştum da değil aslında, bana sadece söylenen 'o zaman sabah 8buçukta bana o mail gelmiş olsun' ama o bana yetti!
Belirtmeden geçmeyeyim, biz yemekten ve sohbetten o kadar keyif aldık ki, saatlerce otursak da okey oynayamadık.. Sevgili okey kutumuz yine kutusu bile açılmadan rafa kaldırıldı. En yakın zamanda kendisiyle görüşmek ümidiyle :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder