31 Ocak 2013 Perşembe

8. gün / Ehliyet İçin Teşekkürler!


Buraya gelene kadar 4 ayda inşaat yapmak imkansızdır, derdim. Bence hala haklıyım ama bu şantiyede yetişcek ben buna inanıyorum.. Çünkü bütün işler uçuyor. 2 günde farkedilir bir değişiklik olmaz diyorduk fotoğraf çekimleri için, 2 gün çıkmadık gördük.. 

Her gün fotograf için belirlediğimiz çekim noktasını değiştirmek zorunda kalıyoruz, sürekli büyüyor ilerliyor inşaat. Sürekli daha çok kamyon gelir gider oluyor, iş makinaları artıyor, yollar ve çalışma sahaları değiştiriyor.. Anlıyacağınız şantiye kendi başına her gün yenilenerek yaşıyor.

Bir gün grobetonu dökülen yer ertesi gün bir ucundan yalıtımına başlanıyor, ertesi gün donatıları konuluyor, bir sonraki gün betonu dökülüyor. Bir yandan kolonların kalıpları takılıyor,donatıları hazırlanıyor..işler çok çok hızlı ilerliyor.

Beni hala en çok etkileyen şu dubalarla çakılan kazıklar.. Tamam kabul ediyorum aslında karada yapılışını gördüğümde de ilgimi çekmişti ama nedense suda daha bi değişik geliyor.

Bu sahaya çıkışımda bir değişiklik gördüm, dubayı bağlayan halatlar beton bloklar yerine yandaki binanın kolonlarına bağlanmış. Sonra deniz işleri sorumlusuyla yapılan görüşme geldi aklıma, sondaj makinası o gergiler arasına denk geliyormuş diye o halatları açığa alacaklardı ama açıkçası böyle bir çözüm düşünmemiştim. Görünce de mantıklı geldi, rüzgarlı havalar olmadıkça..

Bu kazıklar en çok sıkıntı yaratan noktalar projede, çünkü iyi bir zemin araştırması yapılmadan projelendirilmişler. Kazıklar sağlam zemine ulaşana kadar duba daki fore kazık aletiyle çakılıyorlar. Ancak çakılan zemin doldu zemin ve dolguların bir kısmı kaya olduğu için, kazık kayaya denk geldiğinde kendini atıyor. Kaya parçacıkları istenileninin dışında noktalara kayıyor ve çıkarıp yeniden sokulmadan düzeltilemiyor ki çıkarılsa bile yine kayaya sokulacağı için yapılacak pek de bir şey olmuyor, bir daha bi daha uğraşıyorlar.. Hele ki rüzgarlı bir günse dubanın sabit durması zorken, kazığı sabit bir noktaya çakmaları bence mucize.. Haritacı arkadaşlara kolay gelsin diyorum.. Ellerine gözlerine ve sabırlarına sağlık..

Bugün sahada dönüş yolumuzu dışarıdan yani aslında diğer cepheden yapalım dedik ki iyi ki öyle demişiz. Bataklıktan yaptığımız ilerlemeyi bir de dönüşte yapabileceğimize pek inanmıyordum. Dışardan dönerken bir şeyin bir daha farkına vardım, kocaman yazan 'çevreye verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz' yazısı çok gerekli.. Bizim şantiyenin yarattığı pislik her yere yayılmış durumda, e bi de binalar yola bu kadar yakın yapılınca, durum biraz da mecburiyet oluyor..

Daha temiz çalışmalar yapılan projelerde görüşmek üzere diycem de toprak ve yağmur ikilisinden daha iyisini beklemek olmaz sanırım...

Günün olayı gece yatarken babama attığım mesaj oldu; ' bana 18 yaşımda ehliyet aldığın ve her fırsatta zorla da olsa araba kullandırıp, gerçekten öğrenmemi sağladığın için teşekkürler '
Olay da şurdan çıktı; bir aracın oto yıkamaya götürülmesi gerekiyormuş e benim de zaten araçla çıkıp kurutemizlemeden eşyalarımı almam gerekiyordu, Burcu yla 2 araba gitsek, ben onla dönsem dedi idari işlerdeki adam, proje müdürü kapıdan şöyle bir baktı ehliyetin var mı diye, var dedim var daaa dedi.. O mesajın hakkı o zaman geldi '5 yıldır kullandığım bir ehliyetim var' dedim :)) Thanx to my father demek istiyorum yine ve yeniden:)) Havam iyi oldu hani :p





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder